Aytuğ Atıcı
13.02.2022
Kahramanmaraş merkezli iki ayrı büyük depremi sadece 9 saat ara ile yaşadık. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız bu depremlerin yıkıcı etkilerini tam 10 ilde çok ağır bir şekilde yaşadık. Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Osmaniye, Malatya, Kilis, Adana, Diyarbakır deprem felaketini en ağır şekilde yaşayan iller oldu.
Milletimizin hassasiyeti ve yardım çabaları beni çok duygulandırdı ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Bir milletin büyüklüğü bu gibi büyük felaketlerde ortaya çıkar.
Irkına, inancına, yaşam tarzına ya da siyasi görüşüne bakmadan herkese yardım etmek için çırpınan bir millet olarak insanlık vazifelerimizi yaptık, her şeye rağmen yapmaya devam ediyoruz.
Böyle güzel bir milletin ferdi olduğum için gurur duyuyorum.
Gönderilen yardımların yağmalanması bizleri yıldırmıyor,
Yardım malzemelerinin dağıtılması sırasında ayrım yapıldığı iddiaları hızımızı hiç kesmiyor,
Deprem alanlarında yaşanan organizasyon bozuklukları çalışmamızı engellemiyor,
Yardım gönderen gönüllü veya bazı kamu kuruluşlarının isimlerinin silinmesi azmimizi azaltmıyor.
Bütün yardımların devletimiz tarafından gönderildiği algısı yaratılmaya çalışılması umurumuzda olmuyor.
Yeter ki insanlara yardım ulaşsın!
Keşke milletimize yaptığım övgüleri hükümetimiz için de yapabilseydim.
Keşke afet organizasyon yetkinliği olan insanlar işin başında olsaydı ve kaybımız bu kadar çok olmasaydı.
Keşke daha önce yaşanan deprem felaketlerinden ders alabilen ve bilimin ışığından ayrılmayan insanlar tarafından yönetilseydik.
Fatura bu kadar ağır olmazdı.
Gece, gündüz, kar, soğuk demeden cansiperane çalışan kurtarma ekiplerine ve enkazı adeta tırnaklarıyla kazıyan gönüllülere yürekten teşekkür ediyorum.
En zor koşullarda görev yapan başta sağlık çalışanlarımız, madencilerimiz, inşaat işçilerimiz olmak üzere insanlara yardımcı olan herkese minnettarım.
Bunlara ek olarak dünyanın her yerinden yardıma koşan ve insanlığın yaşamasına destek olan dostlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.
Bir de bunlar yetkililer tarafından iyi organize edilebilseydi can kayıpları çok daha az olurdu diye düşünüyorum.
Acımız çok büyük!
Bu büyük acının bizi birbirimize daha sıkı bağlayacağına eminim.
Yaralarımızı saracağımıza dair hiç şüphem yok!
Kurtarma köpeklerinin, insanlara yardımcı olmak için canlarını ortaya koyduğunu gördükten sonra hayvanlara bakış açımızın değişeceğine eminim.
Depremden korkan kedi ve köpeklerin bile kucaklaştığı bir sürecin bizlere öğreteceği çok şeyler olmalı.
Peki, çürük bina yapandan, bu binalara ruhsat verenlere; imar affı çıkaranlardan, afet sonrasında hareket kabiliyetimizi azaltanlara; liyakatsiz yöneticilerle devleti adeta felç edenlerden, yağmalara engel olamayanlara hesap sorulmayacak mı?
Elbette hesap sorulacak!
Onun da bir zamanı var!
Kim soracak bu hesabı?
Millet ve devlet!
Hiç kuşkum yok! Milletimiz yeri geldiğinde bu hesabı soracak!
Devleti yöneten onurlu insanlar da bu hesabı yargı eliyle soracak!
Bu muhasebe nasıl yapılacak?
O da bir sonraki yazımın konusu…