Aytuğ Atıcı
aytug.atici@gmail.com
17.4.2022
Uz.Dr. Ersin Arslan’ın tedavi ettiği bir hastanın yakını tarafından, görevi başındayken katledilmesinin üzerinden tam 10 yıl geçti. Türk Tabipleri Birliği Ersin Arslan’ın öldürüldüğü tarih olan 17 Nisan’ı ‘Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü’ olarak ilan etti.
Sağlık Bakanlığının verilerine göre her yıl ortalama 11.500 sağlık çalışanı şiddete maruz kalıyor. Sağlıkta şiddet olaylarının giderek arttığı son 20 yılda öldürülen hekim sayısı ise 10.
Bir insan kendisine veya canından çok sevdiği yavrusuna, kardeşine, eşine, anne-babasına yardım etmek isteyen; onların hayatını kurtarmak isteyen bir hekimi neden öldürür? Bu önemli sorunun cevabı bulunmadan hiçbir önlem alınamaz.
Tam da bu düşünceyle milletvekili olduğumda ilk verdiğim araştırma önergesi bu konudaydı. Önerge tarihi 7.10.2011, yani sevgili Ersin öldürülmeden 6 ay 10 gün önceydi. Dönemin sağlık bakanı önergeyi dikkate almadı. Ersin öldürüldükten sadece iki gün sonra benzer bir önerge daha vermiştim, önergem bu kez dikkate alındı, ancak Ersin’i kaybetmiştik. Yeni ölümler olmasın ve ‘Sağlıkta şiddet sona Ersin’ diyerek 19.6.2012 tarihinde komisyon olarak çalışmalara başladık. Tam 7 ay yoğun bir tempoda çalışarak, Meclisteki tüm siyasi partilerden milletvekillerinin oy birliğiyle 66 öneri ürettik.
Sonuç: Kocaman bir hiç!
Sağlıkta şiddet artmaya ve hekimler öldürülmeye devam ediyor!
Peki, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar ve suç ortakları kimler? Sadece saldırganlar mı?
• “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu”nu rafa kaldıran AKP Hükümetinin sağlıkta artan şiddette rolü yok mudur?
• “Hekimlerimiz hastalarının cebine el uzatıyorlar.” diyerek, tüm doktorları hedef gösteren AKP’li sağlık bakanının bu söylemi şiddete neden olmamış mıdır?
• “Paracı doktorlar gürültü yapıyor.” deme gafletinde bulunan ve halkı kışkırtan AKP’li sağlık bakanının bu sözlerine inananlar doktorları susturmak istemiş olabilirler mi?
• “Ben doktora iğne yaptırmam, icabında felç de edebilir” diyerek hekimlere güveni azaltan AKP’li başbakanın şiddetin artmasında suçu yok mudur?
• “Doktor efendi dönemi bitti” diyerek hekimleri aşağılamaya çalışan AKP’li başbakan yüzünden sağlıkta şiddet artmış olabilir mi?
• Performansa dayalı bir sistem kurup, bakılan hasta sayısı kadar ödeme yapılan; hastalara her beş dakikada bir randevu verilen, sağlığın alınır-satılır bir mal haline getirildiği AKP’nin sağlık sistemi sağlıkta şiddetin artmasında ana etmen değil midir?
AKP Hükümetleri hekimlerin öldürülmesini engellemek üzere yeterince önlem almamıştır.
Hekimler ya öldürülüyor ya da can güvenliğini tehlikede görüp çok sevdiği ülkesinden gitmek zorunda bırakılıyor. Giden hekimlerin ardından “Giderlerse gitsinler” diyebilen bir anlayıştan çözüm beklemek akla yatkın mı?