Aytuğ Atıcı
3.11.2022
Geçen hafta açıklanan “Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi” AKP iktidarlarının 20 yılda ne yapamadıklarını açıkça gösteren bir itiraf, hatta iflas belgesi niteliğindeydi. Vizyon belgesinde milletimize huzur, kalkınma, başarı, barış, verimlilik, sürdürülebilirlik, güç ve üretim vadediliyordu. Sanki 20 yıldır ülkeyi başkası yönetiyordu da, AKP gelince bu vaatleri yerine getirecekti.
İşin trajik yanı ise bir yıllık bile plan yapamayan hükûmetin yüz yıllık bir vizyon belgesi yayınlamaya kalkmasıydı. 2022 yılı için hazırlanan bütçe altı ayda tükenmiş ve AKP Hükûmeti yeniden bütçe yapmak zorunda kalmıştı. AKP Hükûmeti adeta iflasını bildirir gibi, bütçe gideri sapmasını %61.7, bütçe geliri sapmasını ise %73.4 olarak açıklamıştı.
İşin ülkemiz yönünden bir nebze de olsa sevindirici yanı Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi’nin, CHP’nin iki yıl önce yayınladığı “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”ne benzetilmiş olmasıydı. Yani AKP Hükümeti, “İflas Belgesi” ile ancak muhalefeti taklit ederek sorunları çözmeye çalıştığını adeta itiraf ediyordu.
Peki, halkımızın bu sorunları tek başına iktidar olduğu halde 20 yıldır çöz(e)meyen AKP’ye güveni kaldı mı?
Büyük oranda hayır!
AKP’nin kısa/orta vadeli planlarda belirlediği hedeflerin çok büyük bir çoğunluğu tutmayınca halkta da yatırımcılarda da güven duygusu kalmadı. Aslında AKP Hükûmeti “Kur Korumalı Mevduat Hesabı”nı devreye sokarak kendi kendine dahi güveninin kalmadığını itiraf etmişti.
Neydi AKP’nin tutmayan hedefleri? Bazılarını hatırlatayım:
• 2021 yılı enflasyon hedefi %8 idi, %36 olarak gerçekleşti
• 2022 yılı enflasyon hedefi %6 idi, %79 civarında seyrediyor
• 2023 yılı için kişi başına düşen milli gelir hedefi 25.000 ABD Doları idi, bugün 9.500 ABD Doları civarında.
• 2022 yıl sonu ABD Doları kuru 16,62 TL idi, şimdiden 19 TL civarında
• Milli gelire göre dünyada 17 sırada iken, 2023 yılında ilk 10 ülke arasına girecektik. 2021 yılında G20 listesinden de düşerek 21. sıraya geriledik. Bu yıl ise maalesef 23. sıraya düşmemiz bekleniyor.
• İşsizlik %5’in altına inecekti, en iyimser tahminle %11.2
• Kayıt dışı istihdam hedefi %15 idi, %27.8 oldu.
• Seçim barajı sıfırlanacaktı, %7 oldu.
• İlk yerli savaş uçağı göklerde olacaktı
• …
Umut?
Olmaz olur mu?!
Yeter ki ülkemizi bu duruma getirenlerin bizi kurtaramayacağını artık anlayalım! Zaten başarabilecek olsalardı bizi bu duruma getirmezlerdi.
Peki, çözüm? Elbette, bizden beklene de bu!
Ekonomik çözümler:
• Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan ve bizi batma noktasına getiren düşük faiz-yüksek kur uygulaması yerine faiz konusunu, çağdaş ekonominin bilimsel yöntemlerine bırakmak.
• Kur Korumalı Mevduat uygulamasını kaldırmak.
• Enflasyonu gerçekçi hesaplayarak ücretlilerin gelirini bu hesaba göre ayarlamak.
• Alım garantili ve dövize endeksli bütün “Yap-işlet-devret” uygulamalarını kamulaştırmak.
• Kamuda israfa son vermek.
• Başta tarımsal ürünler ve katma değeri yüksek ürünler olmak üzere bütün üretimleri desteklemek.
• Toplumun da acil ihtiyacı olan yargı bağımsızlığını sağlayıp, yerli ve yabancı yatırımcılara güven vererek ülkeye yatırım çekmek.
• Devlet yönetiminde liyakat esaslı bir yönteme geçerek kayıpları önlemek.
• Bütçe disiplini sağlamak.
• Merkez Bankası’nı partiler üstü bir konumda tutarak bir parti için değil ülke için uygun kararlar almasını sağlamak.
• Sayıştay’ı en verimli bir şekilde çalıştırarak kamuda şeffaflık sağlamak ve usulsüzlükleri önlemek.
• Akılcı dış politika izlenerek dış ticaretimizi artırmak.
Bütün bu sayılanları ve çok daha fazlasını yapmak hiç de zor değil. Ancak yetmez. Bununla birlikte;
• Yeni Anayasa ile Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek ve yönetme iradesini yeniden millete vermek.
• Toplumsal barışı ve huzuru sağlamak.
• Eğitim sistemini parti ideolojilerine göre değil, “Çocuğun yüksek yararı”na göre yeniden yapılandırmak.
• Merkezi yönetim ve yerel yönetim işbirliğini sağlamak.
• Aile Destekleri Sigortasını hayata geçirmek.
• Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini güçlendirerek milletin hizmetkârı haline getirmek gerekir.
İmkânsızı mı istiyoruz?
Hayır!
Çok daha fazlasını isteme hakkımız baki…