DÜNYA BİZİ KISKANIYOR



 

Aytuğ Atıcı

10.11.2022

 

Dünyanın biz kıskandığı doğrudur, buna yürekten inanıyorum. Zira dünyada çok ender bulunan bir değere sahibiz. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’nun tanımıyla;

“Uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi,

UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı,

Sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri,

İnsan haklarına saygılı,

İnsanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden,

Bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen,

Eşi olmayan devlet adamı ve

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk!

Kıskanmakta haksızlar mı?

Türkiye üzerinde oynanan her oyun hala Atatürk’ün fikirleriyle bozuluyor.

Ülkemizi tek başına yönetmeye heveslenenlerin karşısına “Cumhuriyetçilik” ilkesi çıkıveriyor ve “Hâkimiyet kayıtsız, şartsız milletindir” diye haykırıyor.

Farklı ırk, inanç ve yaşam tarzlarına sahip vatandaşlarımızı kutuplaştırarak birbirine düşürmeye çalışan ve bundan siyasi çıkar elde etmeye çalışanların karşısına “Halkçılık” ilkesi dikiliyor. “Millet, birbirine dil, kültür, ideal birliğiyle bağlanmış vatandaşların meydana getirdiği siyasî ve içtimaî bir varlıktır” diyerek; her birimiz için güzel ve özel olan farklı yanlarımızın yanında, ortak yanlarımızın ve bunların üzerine inşa ettiğimiz birlikteliğimizin ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak hain oyunları boşa çıkarıyor.

Milli birliğimizi ve yurdumuzu tehdit eden unsurların tepesine “Milliyetçilik” ilkesi çöküyor. Farklı dil, inanç ve kültürlerin barış içinde yaşayabilmesi için milli bilinç kendisini gösteriyor ve bunu başaramayan ülkeler bizi kıskanıyor.

Devletimizi dini kurallara göre yönetmek isteyenlerin karşısına “Laiklik” ilkesi adeta bir zırh gibi çıkıyor. Laiklik bize, herkesin inancına saygı gösterilmesi ancak devlet yönetimine dinî kural ve görüşlerin karıştırılmaması gerektiğini öğretiyor. Toplumda din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması, din ve mezhepleri ne olursa olsun bütün yurttaşlara eşit davranılması gerektiğini hatırlatıyor. Böylece çok farklı inanç ve görüş olduğu halde bir arada yaşamasını bilen bir millete sahip olan Türkiye elbette ki kıskanılıyor.

Devletimizi kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak istismar etmeye çalışanların karşısında “Devletçilik” ilkesi adeta meydan okuyor. Devletin sadece bir kişi ya da zümreye değil bütün halka hizmet için var olduğunu hatırlatıyor. Böylece milleti devlete karşı kışkırtmaya çalışanların planları suya düşüyor. Bu oyunun da Türkiye’de tutmadığını görenler bizi kıskanmaz mı?

Türkiye’yi çağ dışı uygulamalarla yormaya ve çağın gerisinde bırakmaya çalışanlar ise “Devrimcilik” ilkesine çarpıyorlar. "Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline eriştirmektir. Devrimlerimizin temel kuralı budur." diyen ve dediğini yapan bir lidere sahip olan Türkiye’yi kıskanmamak mümkün mü?

Kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden daha önce veren, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde tarım, sanayi, eğitim, sağlık, ulaşım ve hukuk başta olmak üzere her alanda büyük gelişmeler gösteren Atatürk Türkiye’sini kim kıskanmaz ki?

Dünyanın bizi neden kıskandığını anlıyor ve sahip olduklarımızın kıymetini biliyoruz. 

Teşekkürler Atam…

İzinde…

Daima…

 



INSTAGRAM'DA TAKİP EDİN @aytug_atici